Değişen ve Gelişen Dünyanın Yalnız Çocukları

Değişen ve Gelişen Dünyanın Yalnız Çocukları

Sokakta Parkta Oynayan Çocukları Unuttuk

Dünya o kadar hızlı değişmeye ve gelişmeye başladı ki, başta teknolojik gelişmeler ve yenilikleri takip etmekte zorlanmaya başladık. Cemaat vari bir yaşantı biçiminden modern cemiyet hayatlarına geçtik. Bu geçiş elbette değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurma bakımından son derece önemli ama diğer taraftan da bireyin yalnızlaşması, toplumdan uzaklaşması noktasında hiç de yadsınamayacak ölçüde bir güce de sahip. Tıp çok gelişti ve artık nedeni bilinmeyen tedavisi olmayan hastalıklara insanlığı kurban etmiyoruz. Ulaşım gelişti önceden günlerce saatlerce siren mesafeler bile artık göz açıp kapama mesafesine indi. Yolculuklar çok daha konforlu hale geldi. Eğitim öğretim imkanları gelişti ve yaygınlaştı. Bilgiye ulaşmak kolaylaştı. Bilim hızla ilerledi bir zamanlar fantastik Amerikan filmlerinde izlediğimiz pek çok şey bugün hayatımızın içinde. Haberleşme çok gelişti çok uzaklardaki sevdiklerimizle önce seli sonrada görüntülü görüşmeye başladık. Arazide verim arttı, mahsulün harmanı kolaylaştı. Dünya küçüldü, sınırlar kalktı. Yeni iş kolları ve meslekler ortaya çıktı. Piyasada her çeşit mal bollaştı, ulaşımı ve erişimi kolaylaştı. Önceden yakın çevremizden haberdardık ama şimdi tüm dünyadan haberdarız. Bu liste daha böyle uzar gider… Ama bunca güzellik ve kolaylığın yanında bir takım insanlık adına olumsuz gelişmelerde bu süreçle ortaya çıktı. Aslında bu durum birazda uygulamadan kaynaklanan hatalardan kaynaklandı.

Son birkaç yıldır bayramlarda çocuklar bile kapıyı çalmıyor

Öncelikle koca beton blokları dikerken, imar çalışmaları yaparken, boş zamanında arkadaşlarıyla sokakta parkta oynayan çocukları unuttuk. İmar alanlarında rant hesapları yüzünden birbirine yapışık yaptığımız binalar hemen önleri ve yanlarındaki yoğun trafiklerin aktığı caddeler bir de bunun yanında yoğun tempo çalışan ailelerin ilgisiz ve vakitsizliğinden kaynaklı unutulan, bakıcılara teslim edilen etüt ve kreşlere hapsedilmiş bir nesil ortaya çıkardık. Eskiden akşamları eş dost ziyaretleri komşu oturmaları olurdu. Şimdi televizyon karşısında geçen yalnız hayatlar. Bayramlarda eş dost aranır, yakındakiler ziyaret edilirdi. Artık bayramlarda herkese toplu mesaj ya da Facebook duvarına yazılı bir mesaj ve doğru sahil kesimlerine tatile. Bu milletin bayramları önceden birlik beraberliğin en önemli göstergesiydi. Yaşlılar, hastalar, kimsesizler ziyaret edilir. Kapıya gelen çocuklara ikramda bulunulur, hediyeler verilirdi. Büyükler başköşede olurdu. Artık büyükler huzur evlerinde aileler yoğun geçim derdinde boş zamanlarında yani bayramlarda tatilde. Genci, yaşlısı bilgisayar başında. Sanal arkadaşlık sitelerinde edinilen dostlar, sanal oynan oyunlar, sanal evlendirme siteleri, hatta sanal tarla ve bahçeler, sanal inek ve koyunlar…. Hayatta gerçek olan bir şey kalmadı. Alışverişler bile internet üzerinden. Eskiden esnaftan yapılırdı alışveriş, halk içine çıkılırdı hal hatır edilirdi. Oturduğum sitede dört yıl sonra kapı önünde bir akşam iş dönüşü birine mi baktınız diye soran komşularla durumumuz buna en güzel örnek bence. Sürekli sosyal medyada vakit geçiren yalnız yaşamaktan karşısındakiyle diyalog kurmayı unutmuş iki dakika sohbet etmek istesen iki cümleyi bir araya getirmekten aciz yeni bir nesil. Bilmiyorum bu dünya nereye gider böyle. Bu yalnızlık toplumları sardıkça saygı, sevgi, hoşgörü, yardımlaşma, vicdan giderek yok olmaya başlayacak. Hani hep denirdi ya gelecekte robotlar olacak diye doğru robotlar olacak ama bu robotlar makine değil duyguları alınmış insanlardan olacak.